16 Nisan 2011
09:50 Nerde kalmıştık? Enteresan bir yerde kalıyoruz. Burası eski bir manastır. Ballaro çarşısının hemen dibinde. Öyle çok yüksek standardlı bir yer değil ama her türlü temel olanak da mevcut. Bu sabah artık nasıl becerdiysek, erkenden kalkıp kahvaltıya yetiştik. Yani çay/kahve ve nutella+ekmek. Kahvaltı bu. Bizdeki gibi bir kahvaltı alışkanlıkları yok, o belli de, bu da pek bi özensiz filan diyoruz ama italyan bir arkadaşımız, bizde kahvaltı geleneği yoktur, diyerek gerekli açıklamayı yapıyor :). Tabi duruma böyle bakınca bu saatte çay bile yapmış olmaları aslında sadece bize özel bi durum.
Manastırımızın hemen önünde her gün pazar kuruluyor. Buradaki pazarın adı Ballaro. Bizdeki pazarlardan, gürültü patırtı, bağırış, çağırış bakımından hiç bi farkı yok. Sebzeler arasında değişik birkaç şey var. Ve tabi kaçınılmaz olarak “pasta”nın (makarna diil lütfen, pasta hatta paaasta :)) üzerine/içine konulabilecek çeşitli sos, baharat vs…
Birazdan italyan arkadaşla çıkıp Palermo’nun altını üstüne getireceğiz.
11:00 Bugünkü ilk durağımız Via della Liberta caddesindeki English Garden (Giardino Inglese). Alabildiğine büyük bir park aslında. Çoluk çocuk ortalarda gırla! Ama itiraf ediyim, süper düzenli, bakımlı bir yer.
Az önce kaldığımız yerin hemen önünde bir pazar (Ballaro) kurulduğunu söylemiştim. Buradaki tek pazar o değil. Farklı yerlerde, her gün kurulan pazarlar var. Ve burada en önemli geleneklerden biri sokak yemekleri. Biz de nasıl sokakta kokoreç, midye, nohut pilav satarlar, onun gibi buranın da kendine özgü bazı lezzetleri var.
Bunlardan biri Panelle. Ekmek arası, kızartılmış unlu peynirli bir karışım koyuyorlar. Denedim ama çok da etkilenmedim. Belki daha iyi yapan yerler vardır. Bir diğeri Arancini. Arancini “küçük portakallar” manasına geliyormuş. İçinde portakal filan olduğundan değil ama şekli öyle. İçinde pirinç hep var. bunun dışında ister etli, ister domuz etli seçebiliyorsunuz. Ben denedim ve sevdim. Çok açtım belki ondan ama güzeldi.
Granita buranın en meşhur tatlısı. Bizim kar helvamıza benziyor. İçine marmelad, reçel vs gibi şeyler koyup yiyorlar. Meşhur alerjimden olabilir, denemedim. Cannoli ise bir başka tatlı. Dürüm gibi, içinde bir çeşit krema var. Meyvalısı, kahvelisi filan var. Ben kahvelisinden yedim ve bayıldım resmen. İnanılmaz bir lezetti!
Bu sokak yemekleri dışında pazardan birşey daha aldım. Tuzda pişirilmiş ton balığı yumurtasından yapılmış Bottarga. Pastırma gibi bişey ama tüketimi öyle değil. Makarnayı pişiriyorsunuz ve bundan bir miktar rendenin en küçük tarafıyla rendeliyorsunuz. Makarnanıza katıp afiyetle mideye indiriyorsunuz.
13:45 İtalyanlar çürük çıktı :). Kaldığımız yere yakın “Ballaro Vini” adlı minicik bi mekanda biraz şarap içtikten sonra, arkadaşım yorulup manastıra dönmeye karar verdi. Ben ise gayet azimliyim, tek başıma da olsa sokakları dolaşmaya devam edeceğim. Umarım yağmur filan yağmaz. Bulutlar hiç de şirin görünmüyor.
17:00 Zamanı unutmuşum resmen. Güya arkadaşımla saat 16:00’da Teatro Massimo’nun önünde buluşacaktık. Ondan bi ses yok. Ben de baya bi yorulmuşum. Şu an Teatro Massimo’ya çok yakın bir yerde beyaz şarap eşliğinde panellemi yiyorum (resim yukarıda). Biraz lokal info veriyim. Burada birşeyler yemek için ara sokakları tercih etmekte fayda var. Zira ana caddelerde pek öyle yemek yiecek bir yer yok. Olanlar da daha pahalı ve fazla “turistik”. Kendim keşfetmiş gibi olmasın. İtalyan arkadaşımın kendi söyledi bunu bana :). Ayrıca öğlen saatlerinde, neredeyse saat 4’e kadar filan bir çok yer kapalı. Hatta hiç açılmayacak zannettim ama açıldılar. Bu oturduğum yer de via Maqueda’ya birleşen daracık bir sokağın ağzında. Muhtemelen de pek matah bi yer değil. Ama çalışanları 3-4 kelime de olsa ingilizce biliyor olması büyük avantaj. Yeri gelmişken dil ile ilgili büyük bir sorun yaşadığımı söyleyebilirim. Gittiğim yerlerin çoğunda bu problemi yaşadım. Ama vücut dili herşeyi çözüyor. Biraz sessiz sinema oynayan biriyseniz, sorun yok :))
Türkiye’ye birçok anlamda çok benziyor Palermo. Ama burada “içki satmıyoz biz gardeşimmm” diyen bi yer yok. Her yerde var, her yerde serbest. Sokaklarda da alkol komasından sürüm sürüm sürünen kimseye rastlamadım. Ama İstanbul’da çok gördüm… (Yasaklar kalksııııın!!!)
17:50 Protesto yer yön dinlemiyor işte. Hala aynı yerde oturmaya devam ediyorum. Az önce çok da kalabalık olmayan bir grup yürüyüş yaptı, hem de buradaki en önemli caddelerin birini trafiğe tamamen kapatarak. Taşıdıkları pankartta Filistin’le ilgili bişeyler yazıyor. Çektiğim resmi arkadaşıma gösterdikten sonra öğreniyorum ki, protesto Vittorio adında Filistin’de rehin tutulan bir gazeteci için yapılıyormuş.
Gece inanılmaz yağışlı geçti. Grubumuzla beraber Teatro Massimo yakınındaki barlardan birine gittik. Ama bir kadeh şarabı zor bitirdim. O derece yorulmuşum yani. Odaya gelip, yatmamla uyumam biiiiir oluuu….
Devamı gelecek….
Sicilya Günlükleri:
1. Yolculuk
2. Palermo 1. Gün
3. Palermo 2. Gün
2 seneye yakın bir süre Palermo’da yaşamış biri olarak okurken beni çok eğlendirdiğini ve özlemle andığım ikinci memleketimi bir kere daha ne kadar özlediğimi farkettirdiğini söylemek istiyorum. Kaldığınız yer Domus Carmelitana sahibi Caterina ve oğlu Giovanni’yi yakından tanıyorum ve onları çok ama çok seviyorum. Ballaro’ bizim için kapalı çarşı gibi bişey yan palermoya gittim ama Ballaro’ yu görmedim demek ayıp olur.. Kaldığınız yerin tam karşısında ki barın sahibi Danilo ne zaman gitsem hep bi kahve ısmarlardı :( ne zamanlar… ya ben cidden çok ama çok özledim acil Palermo lazım bünyeye.. sağolasın.. beni böyle heyecanlandırdığın için..
teşekkürler güzel yorumların için. Benimki 2 günlük oldukça kısa bir ziyaretti ama çok sevdim Palermo’yu. Belki kendimize yakın hissettiğimden dolayıdır :)
Yarın yine İtalya’ya ama bu sefer Roma’ya gidiyorum. Dönünce yine günlüklerimi paylaşacağım (umarım) :)
Merhaba Tarkan,
çok keyifle okudum yazınızı, şu an malta dayım, burası da keşfedilesi bir yer…:)
Sevgili Derya, Ağustosda 5 günlüğüne catania ya bilet aldık,
yeterlimidir diye çekincelerim var? catania, palermo ve taormina yı görmek istiyoruz? ne önerirsiniz?
teşekkürler…